Deniz, annesiyle birlikte bir göl kenarında yaşayan on iki yaşında bir çocuktur. Babası yıllar önce ortadan kaybolmuş, annesi Mina ise kasaba halkı tarafından hep “garip” bulunmuştur.
Mina geceleri suya doğru yürür, kimsenin duymadığı melodiler mırıldanır, yağmur yağdığında çıplak ayakla dışarı çıkar. Deniz, annesini her seferinde geri getirir — ama o hep suya dönmek ister gibidir.
Bir gün, gölde bir kaza yaşanır ve Deniz, annesinin aslında o sudan hiç çıkmadığını anlar.
Mina’nın geçmişiyle yüzleştikçe, Deniz yalnızca annesini değil; insan olmanın, anne olmanın, sevmenin bedelini de öğrenir.
“Annem bir su perisiydi. Ama o, beni sevebilmek için karada kaldı.”
Gerçek ile mitin birbirine karıştığı bu hikaye, bir çocuğun annesini anlamak için çıktığı yolculukta, insan olmanın en derin haline — bağlılığa ve özgürlüğe — dokunur.